GÃœZEL AHLAK / 27. 02. 2008


    

Güzel ahlâk

 

Esselamüaleyküm

Muhterem Dostlar!

Selam olsun ihvanıma. Sevgi, muhabbet dolsun gönüllerine. Telkine sadakatle, emre itaatle, Hak mürÅŸidin izinden gitsinler. Ulu Mevla’dan ihsan ve lütuf her an tecelli etsin inÅŸallah!

Ä°hvanımız aÅŸk ile Allah desin, sevsin; sevsin, sevilsin. Akl-ı selim ile tefekkür eylesin. Gayrullahı kökünden silsin atsın. Ä°hvanımız tecelli-yi zata mazhar düşsün, Hakk’ı diyet etsin, sevilen kul olsun.

Ulu Mevla, sevdiği kulun diyeti olur, gözünden görmeye göz olur, tecellî-yi sıfata mazhar kılar. Ne güzeldir sevilen kul olmak, gönüllerde taht kurmak, iyilikte yarışmak!

Can Dostlar!

Melâmet, sırr-ı velayettir, sırr-ı hakikattir. Bu sırra kadem basmak, naz ve niyaza yükselmek, Hak mürşidin emrine itaat, telkinine sadakatle olacaktır.

O mürÅŸitlerimiz ki Hakk’ı diyet ettiler, fena-yı tamda bekaya erdiler. Velayette Kur’an’ın sırrına mazhar oldular. Nübüvvette de Hz. Muhammed Mustafa (s.a.)’in hadisinin mazharı oldular. Nefs-i mutmainnenin sırrı onlarda. “Ölmezden evvel ölünüz.”[1] hadisinin mazharıdırlar.

Geçmeyecek onlar sırat,

Vermeyecek onlar hesap

Çün dünyada vermiş hesap

Böyle Hak mürşidin gönlünde yer tutma, telkinine sadakatle, emrine itaatle gönüller fethetmek Allah cümleye nasip eylesin.

Bir soru sorsalar:

- Melâmet nedir?

- Güzel ahlâktır, yavrum!

- İslâm nedir?

- Güzel ahlâktır, yavrum! Güzel ahlâka kavuşabilmek için zikrin ihtilaline ve inkılabına mazhar olacaksın. Kahrı lütfa, nârı nura zikrullah ulaştırır. Zikredenler mest olur, Allah ile dost olur.

Muhammedî ahlâk, fenafillah olanlarda tecelli eder. Nispet efalden fiilullaha, nispet sıfattan sıfatullaha, nispet vücuttan vücudullaha mazhar olanlar, güzel ahlâkın vârisleridir.

Bak DerviÅŸim!

İlm-i Ledün vârisleri, güzel ahlâklı olanlardır. Harim-i ismete güzel ahlâkla girilir. Naz ve niyaza güzel ahlâkla ulaşılır. Sevgilinin yüzünden perde, güzel ahlâkla kaldırılır.

Allah’a aÅŸk ilan etmek, Hak mürÅŸidin yüzünden sevip sevip sevilmek, hâlde tevhid edip, görerek, bilerek ÅŸehadet vermek Allah ihvanımıza nasib eylesin.

Allah dostunu ne dünya, ne ukba bağlayabilir. Ehlullah buyuruyor ki:

Geçtim dünya deminden

Hem ukbanın seyrinden

Lenterâni yok bana

Allah’a gitmek için ahirete gitmek gerekmez. Hak mürÅŸidin emrine itaat, telkinine sadakat rehberimiz olacaktır. Vuslata mürÅŸidimiz getirir.

Sevgili DerviÅŸlerim!

Biz Muhammedî melâmileriz. Güzel ahlâk, Þeriat-ı Muhammediyye, ahkâm-ı ÅŸer’iyye rehberimiz olacaktır. Sözün en tatlısı, en güzeli bizde olacak. Kaderimize rıza gösterelim. Sabırlı, metanetli, hoÅŸgörülü, iyilikte yarışan tenezzül, tevazu ile gönüller fetheden, itimat kazanıp naz ve niyaza yükselen bizler olalım.

Dostlarım!

Muhammedî melâmette huzur var, ölçü, ayar var, sevgi, muhabbet var. Allah emri de:

 “Beni sevenler, Muhammedime tâbi olsunlar!” [2] ÅŸeklindedir.

       Melâmeti, tevhidi 21. asra taşırken, Kur’an’ın ışığında, Hak mürÅŸidin tarif ve telkinleri doÄŸrultusunda en güzel ahlâkla muhafaza edip, gönüllere nakÅŸetmeyi Allah nasip etsin.

Vuslat isteyen bize gelecek! Hikmet ilmi, mana ilmi, hakikat ilmi, melâmettedir. Muhammedî olmayanlar, bu yolda yürüyemezler, nasipdar olamazlar. Allah bizi Habîbinin izinden, sevgisinden, muhabbetinden mahrum etmesin.

Lâ ilâhe illallah’ta fenafillah olmak, Hak’ta yok olup, Hak’la var olmak, Muhammedün Resulullah’ta bekabillah olmak melâmettedir.

      Kelime-i tevhidin mana-i hakikatine ancak mürÅŸidin telkiniyle erilir. Bu muhterem zatlar görerek, bilerek, yaÅŸayarak ÅŸehadet getirirler.

Bu kutsî ve ulvî davanın saliklerinde aranan özellikler: Sadakat, tam teslimiyet, sahavet!

Bunlar, Hak mürÅŸidin emrine itaatle, yolunda, izinde gitmekle olur. Ä°hvanımız biattaki telkine sadakat gösterecek, abdestli olacak. Zikr-i daimi ile daimi huzurlu olacak. YaÅŸantısı ile örnek insan olacak. Ailede huzuru meydana getirecek. Çocuklarını Allah ve Resulü’nün rızası doÄŸrultusunda en iyi ÅŸekilde yetiÅŸtirecek.

Allah cümlemizi iyiler zümresine ilhak eylesin, razı olduğu iyilikleri üzerimizden eksik etmesin. Tevhidin suretinde, şeklinde kalanlar, hikmet ve mana ilmine ulaşamazlar. Gel dervişim, içeri gel, cana bak! Hakikat senin hakkındır. Onu ihmal etme, sonra pişmanlık fayda vermez.

Allah, Hak mürşidin sevgisine, rızasına mazhar kılsın. Bize feyiz, himmet, ilham mürşidimizdendir.

Ä°hvanımızı Allah’a emanet ederim.

Tevhit ilmine hizmet edip darü’l-bekaya göçen büyüklerimizin ruhları için el Fatiha!



[1] KeÅŸfu’l-Hafâ, II, 291

[2] Âl-i İmran, 3/31





Bu Sayfanýn Geldiði Adres
Tasavvuf DerneÄŸi
http://www.tasavvufdernegi.com

Bu Sayfanýn Adresi:
http://www.tasavvufdernegi.com/modules.php?name=Content&pa=showpage&pid=180